İZMİR’in Bornova ilçesindeki Şehit Hüseyin Dalkılıç Özel Eğitim Uygulama Okulu’ndaki Özel Eğitim Öğretmeni Yüksel Uysal (55), orta ve ağır zihinsel gereksinimli öğrencileri hayata hazırlıyor. 25 yıllık öğretmen Uysal, özel öğrencileriyle birlikte kutladığı 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde “Dünyaya tekrar gelsem yine öğretmen olmak isterdim. Sevdiğim için bu meslek çok kutsal” diye konuştu.
Bornova Şehit Hüseyin Dalkılıç Özel Eğitim Uygulama Okulu Özel Eğitim Öğretmeni Yüksel Uysal, orta ve ağır zihinsel gereksinimli öğrencilerin üretime katkı sağlaması için heykel, seramik ve biblo çalışmaları yaptırıyor. Mesleğinde 25 yılı geride bırakan 3 çocuk babası Yüksel Uysal, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü özel öğrencileriyle birlikte kutladı.1998 yılında Muş’ta başladığı mesleğine 1999 yılı Eylül’den bu yana atandığı İzmir’de Şehit Hüseyin Dalkılıç Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda öğretmenlik yapıyor. Özel öğrencileriyle arasında çok güçlü bir bağ kurduğunu belirten Uysal, “Atölyemizde hazırladığımız heykel ve bibloların döküm çalışmalarını çocukların seviyesine uygun şekilde yapıyoruz. Harcı karmak, dökümü dökmek gibi işlemlerin tümünü bağımsız şekilde çocuklardan bekleyemiyoruz. Onları yönlendirerek işlemleri tamamlıyoruz. Aynı zamanda çocuk burada ‘Toplumun bir parçasıyım, bir şeyler üretebiliyorum’ hissini yaşıyor. Bu da bizim için çok önemli. Ürünü bitirdiklerinde dünyalar onların oluyor, bunu yakından görüyoruz” dedi.
‘ÇOCUKLAR HAYATIN İÇİNDE ÖĞRENİYOR’
Eserlerin bazılarının hediyelik eşya olarak hazırlandığını, bazılarının da kendi okullarının ihtiyaçları doğrultusunda üretildiğini kaydeden Uysal, “Kupalarımızı Aşık Veysel Görme Engelliler Okulu için yaptık. Okulumuzun serasındaki sukulent çiçekler için saksı hazırlıyoruz. Kalıplayıp modelini oluşturup, üretiyoruz. Yani hem okulun ihtiyaçları karşılanıyor hem de dışardan gelen taleplere yanıt veriliyor. Amacımız çocukların ince ve kalın motor becerileri ile el göz koordinasyonunu geliştirmek, renk bilgisi öğretmek. Çocuklarımız burada hayatın içinde tümden bir eğitime giriyor. Akademik çalışmanın yanında bu etkinlikler yapılıyor” diye konuştu.
‘ÖZEL ÇOCUKLAR ADETA BİR MELAİKE’
Öğretmenlik mesleğini çok sevdiğini ve bu yüzden hiç zorlanmadığını ifade eden Yüksel Uysal, özel çocuklarla bir arada olmanın bir ayrıcalık olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bir işi severseniz çok kolay gelir ya bana da sevdiğim bir iş hiç zor gelmiyor. Bu çocuklara kalbinizi açtığınızda çocuk da alıcılarını açıp bir şeyler öğreniyor. Bütün öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarım. Ben dünyaya tekrar gelsem yine öğretmen olmak isterdim. Sevdiğim için bu meslek çok kutsal. İyi ki öğretmen olmuşum. 55 yaşındayım, sonuna kadar da bu işi yapacağım. Mecburen ’emekli olacaksın’ denene kadar buradayım. Özel çocuklar adeta bir melaike. İçlerinde herhangi bir kötülük yok. Karşılıksız bir sevgi sunuyorlar. Siz kalbinizi açtığınızda çocuk onu alıyor. Okulumuzda fiziken lise yaşında ama ağır ve orta düzeyde zihinsel engelli çocuklar oldukları için hepsine bireysel eğitim veriyoruz. Bir rakamını çalıştığımız çocuklar da var, toplama çıkarma yapan çocuklar da var. Onlara verdiğimiz emeğin karşılığı tarifsiz. Onu ruhunuzda yaşıyorsunuz.”
‘ÖĞRETMENLERİN HEPSİNİ SEVİYORUM’
Özel eğitim öğrencilerinden Yusufcan Tozan (15) döküm yapmayı çok sevdiğini söyledi. Yusuf Buğra Dutar (15) ise “Öğretmenimi çok seviyorum” diye konuştu. İsmail Kerem Üzülmez (17) “Öğretmenler günün kutlu olsun” derken, Erdem Gerçeker (18) ise “Öğretmenler günü geliyor. Boyama yaptım. Okulumu seviyorum. Bu yıl mezun olacağım. Öğretmenlerin hepsini seviyorum” diye konuştu.