Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı’nda konuşuyor.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde gerçekleştirdiğimiz programın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamıza haline getirdik. Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır.
Kadına yönelik şiddet kabul edilemez. Aile, kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir. Aileye sahip çıkarak kadınların tüm haklarının da korunmasını amaçlıyoruz.
Son 21 yıl içerisinde nice reformu, nice düzenlemeyi karalılıkla hayata geçirdik. En büyük devremi 6284 sayılı kanunla yaptık.
Marjinal grupların istismar malzemesi haline gelen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz etkisi olmamıştır. Kadın haklarıyla ilgili kazanımları örseletmeyiz. Mevzuatımızı sürekli genişletiyoruz, yeniliyoruz. 2024 yılı faaliyet planımız ilgili bakanlığımız ve ilgili kurumlarla planlanmıştır.
15 Temmuz darbe girişiminde hayatları pahasına darbecilere direnen, tanklara, uçaklara meydan okuyan milyonların en ön safında kadınlar vardı.
Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından çıkarıp, Türkiye Yüzyılı aydınlığına ulaştıran yine kadınlardır.
Kadın hakları denilerek kıyafetleri yüzünden okul kapılarından, kamudan dışlanmaya çalışılan kadınların mücadelesi Türk demokrasi tarihinin en önemli sayfalarından biridir.
Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan kadınların hakkını ödeyemeyiz.
Kadınların bireysel özgürlüklerinden, siyasal ve sosyal alandaki varlıklarına kadar her konuda gösterdikleri gayreti hak mücadelesi olarak gördük. Bizim gönül ve fikir dünyamızda kadın ve erkek eşittir, biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük, gayrettedir, üretkenliktedir, ahlaktadır, erdemli olmaktadır.
Kadınların hak taleplerinde onlara verdiğimiz destekte samimi olduğumuz için bugünlere geldik.
Ülkemizde sürekli karamsarlık havası yayarak milletimizi zehirlemek, insanlarımızın umutlarını söndürmek isteyen kötümser bir zihniyet var. Bu kafa, her konu gibi kadınların kazanımları hususunda da gerçeği tersyüz etmenin, pireyi deve yapmanın peşindedir. Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğini kabul etmeyenlerin iflahı mümkün değil. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan bu kesimin amacı demokratik yarışla ülke yönetimine gelmek değil; darbe ve vesayet yoluyla sorumsuz yetkili olarak keyiflerince hareket etmektir. Her yolu denediler. Her türlü omurgasızlığı sergilediler. Ellerinde şehit öğretmenimizin Aybüke Yalçın’ın, Hatice Belgin’in ve nice kadın kahramanımızın ellerinde kalmıştır.
Tüm hayatları kendileri gibi düşünmeyenleri, yaşam biçimleri üzerinden tahkir etmekle geçenlerin ‘yaşam tarzı’ yaygaraları komiktir, trajikomiktir.
Lafa gelince kültür sanattan, bilimden bahsedenler, kızlarımızı üniversite kapısından içeri sokmadılar.
Her alanda tam bağımsızlık yolunda ilerleyen bir Türkiye gerçeğinden rahatsız oldular. Ülkemizin böyle felaketlerle karşılaşmaması için yönetim sistemi değişikliği dahil her şeyi yaptık.
Önümüzdeki dönemde de reformlarımızı sürdürerek, ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizi hak ettiği yere getirmeye devam edeceğiz.
Kadınların taleplerine de bu çerçevede öncelikli yer veriyoruz.
Türkiye yüzyılı, kadınların yüzyılı olacaktır. Şiddetsiz bir Türkiye’yi sizlerle birlikte inşa edeceğiz.
Kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planını kıymetli bir adım olarak görüyorum.
Planın başarısı için her türlü desteği vermekten geri durmayacağız. Bundan sonra da kadınların hak ve hukuk mücadelesinde yanlarında yer alacağız.”